Tüberküloz ve Coronavirüs enfeksiyonu
Bildiğimiz gibi ülkemizde ve dünyada coronavirüs tip 19’un neden olduğu bir salgın yaşanmaktadır. Yeni koronavirüs-19 (nCoV-19) veya ciddi akut solunum sendromu koronavirüs 2 (SARS-CoV-2), 2019 yılında keşfedilmiş yeni bir koronavirüstür ve yeni koronavirüs hastalığına (COVID-19) neden olur. Tüberküloz (verem), Dr Robert Koch tarafından keşfedildiği 1882'den beri bilinen bir bakteri olan Mycobacterium tuberculosis’in neden olduğu bir hastalıktır. Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Tüberküloz çalışma grubu olarak bu iki hastalığın benzerliklerini, farklılıklarını ve tüberküloz enfeksiyonu olan bir hastanın neler yapması gerektiğini kısaca derleyerek hastalarımızı bilgilendirmek istiyoruz. Tüberküloz mikrobu (Tüberküloz basili) hava yoluyla bulaşır, yani solunarak insanlarda enfeksiyona neden olur. Özellikle öksürük gibi semptomları olan bir tüberküloz hastası ile yakın temasta olmak, enfekte olma riskini artırır. Tüberküloz basilleri 6 saate kadar havada asılı kalabilir. Ancak bakterinin yoğunluğu havanın hareketi (açık pencereler, iyi havalandırılmış alanlar) ve güneş ışığı ile azalır. SARS-CoV-2'nin aerosollerle değil damlacıklarla yayıldığı bilinmektedir. Birisi hapşırdığında veya öksürdüğünde, SARS-CoV-2 içeren damlacıklar havaya yayılır. Damlacık yayılımı ile bulaşta, virüsün hala havadayken solunması gerekir. Virüs, tüberküloz basili gibi havada asılı kalmamaktadır. Virüs, ayrıca insanların bir yüzeye düşen virüs içeren damlacıklarla temas etmesi sonucu da bulaşabilir. Tüberküloz hastalığında genellikle kişide bakterinin bulunduğu fakat kişinin bulaştırıcı olmadığı bir dönem bulunmaktadır. Bu sürece gizli tüberküloz adı verilir ve kişi bu süreç sonunda (haftalar, yıllar sonra; genellikle bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle) hastalanır ya da hiç hasta olmayabilir. COVID-19 hastalığı semptomları, virüse maruz kalımdan 2-14 gün sonra, ortalama 5 günlük bir kuluçka dönemi sonrası ortaya çıkabilir. Hastalığın gelişmesi için bir bekleme periyodu olup olmadığı bilinmemektedir. COVID-19'a benzer hafif semptomlar yaşıyorsanız, tüberküloz tedavinizi sürdürmeye devam etmeniz önemlidir. Şu anda tüberküloz ilaçlarının COVID-19’a yakalanma riskin artırdığına dair bir kanıt yoktur. COVID-19 teşhisi konulursa, sağlık uzmanına tüberküloz tedavisi gördüğünüzü bildirin ve tüberküloz tedavinizden temel sorumlu sağlık çalışanını bilgilendirin. Süreç içerisinde COVID-19 için herhangi bir tedaviye başlanırsa, tüberküloz tedavisinde kullanılan diğer ilaçlarla olası bir etkileşim konusunda tedavinizden sorumlu sağlık çalışanı sizi bilgilendirecektir. Tüberküloz ve COVID-19’da; ateş, öksürük ve nefes darlığı gibi benzer belirtiler görülür ancak genellikle belirtilerin başlama hızı farklılık gösterir. COVID-19’un belirtileri daha hızlı başlangıçlıdır.
COVID-19 çok yeni bir hastalık olduğu için, daha önce tüberküloz geçirmiş olanların COVID-19 ile enfekte olma veya kötü sonuçlarla karşılaşma riski ile ilgili veri bulunmamaktadır. Tüberküloz sonrası akciğerlerde genellikle bir miktar hasar oluşur ve bu da sizin daha ciddi COVID-19 belirtileri göstermenize neden olabilir. Özellikle tüberküloz nedeniyle akciğer ameliyatı geçiren veya tüberküloz sonrası akciğer hastalığı tanısı konan kişiler, COVID-19 için yüksek riskli ortamlara maruz kalımlarını azaltmaya çalışmalıdır. Kendinizi COVID-19'dan korumanın temel yolları şunlardır:
Düzenli el yıkama, yüzeylerin düzenli olarak temizlenmesi ve sosyal mesafenin korunması önlemlerine ek olarak, iyi bir genel sağlığa sahip olarak kendinizi korumalısınız. Tütün kullanımının (sigara, e-sigara vb), COVID-19’un daha şiddetli geçirilmesi riskini arttırdığı gösterilmiştir. Tütün ürünleri kullanıyorsanız, bırakmalısınız. Bu sizi ciddi COVID-19 hastalığından ve tüberkülozdan koruduğu gibi genel olarak akciğerlerinizi korur. Sosyal (fiziksel) mesafe, özellikle sağlık sistemlerinin ihtiyacı olan herkese hizmet verebilmesi ve çalışır durumda kalmasını sağlamak için, bir hastalığın yayılmasını yavaşlatmak veya durdurmak amacıyla halk sağlığı yetkilileri tarafından alınan önlemlerden biridir. Sosyal mesafe için insanlar birbirlerinden en az bir metre (4-5 adım) uzak durmalıdır. Dünya çapında pek çok yetkili büyük çaplı etkinlikleri ve toplantıları salgının yayılmasını azaltmak için iptal etmişlerdir. Pek çok tüberküloz tedavi programında, hastanın ilacını aldığının günlük gözetime tabi tutulması tedavinin bir parçasıdır. Doğrudan gözetim tedavinin bir parçası olduğunda, bu sadece hastanın ilaçlarını almasının takibi değil, olası yan etkilerin gözlenmesi ve hastaların tedaviyle ilgili sorunlarına destek olmak için de kullanılmaktadır. COVID-19 salgınının yayılması sürerken, özellikle ulusal bir karantina önlemi uygulanması durumunda, yakın temas içeren bakım modellerinin yeniden planlanması düşünülebilir. Bireylerin tedavilerini kendi kendilerine uygulamaları, dijital platformların veya telefonların kullanıldığı Video Gözetimli Tedavi gibi Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) alternatifleri mevcuttur. Bu alternatif yaklaşımların kapsamlı bir tedavi programı içerisinde uygulandığında DGT ile benzer sonuçlar verdiği ve daha hasta merkezli olduğuna dair artan kanıtlar mevcuttur. Bu yaklaşımlardan bazıları için zaman ve digital/mobil teknolojilerin sağlanması gerekecektir. Bu sebeple içerisinde çok sayıda DGT uygulanan hasta barındıran sağlık sistemleri, daha kısa sürede uygulanabilecek diğer alternatifleri değerlendirmelidir. Örneğin tedavilerinde desteğe en çok ihtiyaç duyacak kesimi DGT için öncelerken, kalan çoğunluğun tedavilerini kendi kendilerine uygulamaları yaklaşımı düşünülebilir. Ulusal karantina politikaları sebebiyle Doğrudan Gözetimli Tedavi yaklaşımına ivedilikle ara vermek gerekiyorsa, tüberküloz programları içerisinde olası ilaç yan etkilerinin gözlenmesi ve giderilmesi, psikososyal sorunların desteklenmesi ve hasta uyumundan emin olunması için alternatif bir sistemin bulunması hayati önem taşımaktadır. Yararlanılan başlıca kaynak
TÜSAD Tüberküloz Çalışma Grubu